8 Temmuz 2013 Pazartesi

Meclis'te “Taşradaki sağlık personellerinin özlük hakları” oy krizi....

  Şu sıralar Meclis gündemini özellikle takip ediyorum ve televizyon izlemek için vakit bulabiliyorsanız sizlere Meclis Tv'yi mutlaka izlemenizi öneririm.
 Meclis'te yaşanan tartışmalara, konuşmalara bir göz atında görün bakalım kimlere devretmişiz haklarımınız temsil yetkisini...

   Gelelim konumuza; Dün gece Meclis' te geç saatlere kadar sürdürülen torba yasa görüşmeleri sırasında iktidar partisi vekilleri, grup başkan vekilleri tarafından verilen "SSK emeklileri maaş katsayısıyla ilgili " bir maddeye ana muhalefet partisi vekillerinin de olumlu oy kullandıklarını görünce dalgınlıklarının kurbanı oldular ve bu teklifin muhalefet tarafından sunulduğunu sanarak madde için olumsuz oy kullandılar ve kanun maddesi iktidar partisinin oylarıyla reddedildi.
  
 ....Durumu çok geçmeden farkeden iktidar partisi vekilleri maddenin tekrar oylanması için başvuruda bulundular fakat iş işten geçmişti bu esnada...
  
   ...Elbette yaptıkları her işe bir kılıf uydurmayı başaran sevgili vekillerimiz* bu yaptıkları ciddi hatayı da halledeceklerdir fakat yaşanılan bu olay bizlere onların ne kadar umursamaz, dalgın olduklarını ve vatandaşın ve memleketin sorunlarının onların esas sorumluluk alanı olması ve onların çıkarları için çalışmaları gerekirken adeta  koyun sürüsünden farksız bir psikoloji ile hareket ettiklerini gösteriyor.
  
    Bu durumun yaşanmasında tabiki muhalefetin olumlu oy kullanması sonucunda konuşmaları dinlemeyip kendi halinde takılan vekillerin *"nasıl olsa onların önerisi"* diyerek maddeyi dinlemeden reddettiği de aşikar.
    
    En başta söylediğim gibi boş vakit bulursanız açın izleyin Meclis tv'yi, sinir katsayınız zaman zaman artsa bile bir kere daha gözlerinizle göreceksiniz bazı şeylerin nasıl işlediğini memleketimde... 
                                                                                       
                                                                                             Çavdar Tarlasındaki Çocuk

7 Temmuz 2013 Pazar

Babam Sınıfta Kaldı Nerede Çekiliyor ?

   Öncelikle sizlerin karşısına böyle bir yayın başlığı ile çıktığım için sizlerden affımı diliyorum. Bugün sosyal medya platformlarında sıkça denk geldim bu yeni başlayan dizi hakkındaki paylaşımlara. 
   Öyle bir medya sektörümüz var ki üreticisinden tüketicisine kadar artık bir kısır döngü içerisine girmiş ve aslında çok ucuz denebilecek senaryoya sahip yayınlar dönüp dolaşıp tekrar başka bir formatla seyircinin karşısına yeni diye çıkarılııyor. 
   Şu pozisyonda ben açıkçası yapımcılara yapılan sitemin de bir sonuç getirmeyeceğinin farkındayım. Sonuçta onlar işin kurnazlığının peşindeler ve "biz ne verirsek onlar izler" mantığıyla hareket ediyorlar. Ayrıca garip bir kısır döngü olarak artık tv karşısında bulunan izleyinin bu durumdan şikayet etmediğini gözlemliyorum.
   Neticede yenilik medya üreticilerinin pekte sıcak bakmadığı bir durum oluyor bu sebepten, çünkü her yeni proje yeni bir risk anlamına geliyor ve hazır burada tüketilecek olanı dururken kimse yeni bir işe girişme riskine girmiyor.
   Peki neden bu başlığı attım ? 


   Her yeni dizi izleyiciler için aynı formata sahip olsa da çekilen ortam, konsept gibi minimal değişiklikler yaşıyor ve izleyici için dizi adına sorgulanması gereken adeta sadece nerede çekildiği, kimlerin oynadığı oluyor ...
  
* Bu arada sorunun cevabını vereyim merak edenler için : İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Kampüsü'nde çevriliyor bahsi geçen dizi. 

    ....bir gün biraz daha değişik bir konsepte sahibinin başka bir eğitim kurumu yahut iş yerinde çekilmesi temennisiyle !....

                                                                                                  Çavdar Tarlasındaki Çocuk

Kırkpınar Güreşlerinde yaşanılan bir olay hakkında...

   Bugün ata sporumuz olduğuna inandığımız güreş müsabakalarının ulusal çaptaki en önemli ayağı olan "Tarihi Kırkpınar Güreşleri" gerçekleştirildi ve şampiyon belli oldu. Binlerce insan her yıl bu ulusal heyecanı tv karşısında takip etmekte. Müsabakalar gerçekleşirken olan bir olay ise memleketimin makus tarihine adeta selam çaktı. 


      Nedir bu selam çakan olay ?
  
 Bir müsabaka sonrasında hakem heyetinin verdiği kararın ardından haksızlığa uğradığını düşünen sporcunun itirazları reddedince müsabakayı bırakan sporcu olay ertesinde hakem heyetinin odasına bir bıçak ile girmeye çalışırken güvenlik güçlerince yakalanmış.
   
Açıkçası olayda hakem heyetinin suçu nedir yahut verilen karar ne kadar doğrudur bilmiyorum. İşin beni düşündüren trajikomik tarafı ise bir "sporcu*'nun" böyle bir iş yapmaya kalkışmış olması.
   
Garip bir ülkede yaşıyoruz gerçekten ve konu hakkında ki düşüncelerimi sonlandırırken Atatürk'ün "spor" ve "sporcular" ile ilgili söylediği sözler aklıma geliyor. 

   Ben burda bitirmek istiyorum yazımı.
   
 Sonrasında siz olay içerisindeki ahlak, spor ve idrak üçlüsünü istediğiniz gibi değerlendirebilirsiniz.


                                                                                                  Çavdar Tarlasındaki Çocuk

6 Temmuz 2013 Cumartesi

mecliste dökülen "KAN" hakkında...

   Bu gece haber bültenlerinde izlediğim ve izleyen herkesin aslında bu olaydan üzüntü duyması gereken bir haber ile karşılaştık. Meclis yine birbirine girmiş, iktidar ve muhalefet partisi vekilleri arasında yaşanılan bir tartışma sonucunda vekiller arasında kavga çıkmış ve Şırnak Milletvekili kaşından aldığı darbe sonucu hastanelik olmuş.
   Benim özelimde işin enteresan tarafı aslında olayda değil olayın analizinde yatıyor, düşünsenize iktidarı-muhalefeti demokrasiden bahsediyor, bu terimi dillerinden düşürmüyorlar. Sürekli ağızlarına aldıkları uzlaşı kelimesi kanımca dile getirilen bir kelime olmaktan öteye gitmiyor.
   Neyse ben işin bizi ilgilendiren boyutuna döneyim tekrar. Mecliste bulunan partiler halkın temsilcileri ve halkın sorunlarını dile getirmek, problemleri uzlaşarak çözmek, en azından çözüm getirebilmek için ordalar(Öyle değil mi ? ). Akabinde vekillerimizin birbirlerine karşı olan saldırgan,sürekli karşıt fikre saldıran bu duruşları bana sokağa çıktığımda gördüğüm insanlardan farklı bir tablo göstermiyor. 
   Ne kadar ironik ki sivil halkın kendine zıt fikirde olanlara karşı sergilediği sert ve acımasız tavır , seçtikleri vekillerde bizzat bulunmakta. Vekiller uzlaşmak için çaba sarfetmek yerine zıt fikirleri kulak kapatarak, onlara kaba kuvvet uygulayarak sorunları çözmenin peşindeler.
   Şu durumda çokta farklı bir beklenti içerisine girmemek gerekiyor sanırım. Sonuçta onlar toplumun vekilleri ve toplumun kendi içerisinde sergilediği karşıt olana bu kaba kuvvet yanlısı tutumu hiç bir değişik göstermeden Meclis saflarında da temsil ediliyor.

                                                                                                Çavdar Tarlasındaki Çocuk

Blog Hakkında...

    Anti-kahramancı bir roman olan "çavdar tarlasındaki çocuklar" eseri , onu yıllar önce elime aldığım ilk günden itibaren hafızamda sürekli yer edinmiş bir başyapıt. Kitabın bir çok otorite tarafından ahlak dışı*, edepsiz* bulunmuş olması , adeta bana son günlerde içerisinde bulunduğumuz toplumsal dönemde yaşanılan sorunlara karşı , insanların sorgulama yapmaktan kaçınarak bilgisizce olaylar üstündeki bakış açılarını hatırlatıyor. 
   Şuan saatim sabaha karşı 04.04'ü gösteriyor ve ben takip eden her gün buradan blog'u okuma şansına nail olacak okuyucular ile siyaset, sanat, sosyal olgular-olaylar yahut bambaşka bir alandaki kişisel çıkarım ve görüşlerimi paylaşmak,sunmak istiyorum.
   Şayet yıllarca toplumda gördüğü her kendine zıt gelen fikre* çavdar tarlasındaki "çocuk" muamelesi yapan insanlar bu günden itibaren düşüncelerimi okuma fırsatı bulacak olurlarsa
çocuk tarlasına hoş geldiler.

                                                                                                   Çavdar Tarlasındaki Çocuk